Son zamanlarda gerçekleşen depremler nedeniyle bir kez daha ülkemizin en ağır travmalarından biri olan depremle yüzleşmek zorunda kaldık. Deprem bütün yaş grubundan ve her türden canlıyı ağır sonuçlara maruz bırakırken birçok ebeveynin aklında depremi çocuklarına nasıl anlatacağının soruları dolaşmaktadır.
Her sarsıcı olayda olduğu gibi öncelikle ebeveynlerin kendilerinin ve çocuklarının güvenliğini sağlamaları, daha sonra kendi duygularını düzenlemek adına rahatlatıcı önlemler almaları ilk adımdır. Depremin çocuklarla konuşulabilmesi için öncelikle yetişkinlerin sakin bir ruh haline sahip olmaları çocuklarının ebeveynlerinin yanında güvende olduklarının mesajını verir.
Bu süreci konuşurken yaşanan olayı betimlemek ve konuşmanın içinde duygulardan bahsetmek çocukları da rahatlatmaya başlayacaktır. “Bu gün biz evde otururken (yemek yerken vb.) deprem oldu, biraz sallandık. Hepimiz korktuk, şimdi geçti. Biz sizin yanınızdayız ve bizimle güvendesiniz” şeklinde bir açıklama yaparken bir yandan da sarılmak, ellerini tutmak, sırtlarını sıvazlamak hem olayı zihinlerinde anlamlandırmalarına hem de oksitosin (olumlu duyguların salındığı hormon) salgılamalarına yardımcı olur. Yaşanan olayı anlatırken korkutucu detaylardan uzak durulmalı, konuşma sonunda her türlü önlemlerin alındığı ve sizin yanınızda güven oldukları bir kez vurgulanmalıdır.
Deprem doğal bir afettir ve anlatırken somut örnekler kullanmak etkili olacaktır. Konuşmanın içinde çocukların sorabileceği sorular için zaman tanıyarak sorularına olabildiğince basit cevaplar vermek ancak ne olursa olsun yalan söylememek önemlidir. Az-öz, gerçekçi ve net cevaplar vermek kafalarının da karışmalarını önler.
Her çocuk farklı tepkiler verebilir. Kimi çocukların bu durumla baş etme yöntemi; ebeveynlerini dinlemiyormuş gibi davranmaktır. Açıklamaya devam etmek, çocuğun verdiği tepkiye müdahale etmemek onun bu durumu kabul etme yöntemine saygı duymak gerekir.
Çocuğunuzun rahatlamakta zorlandığını fark ediyorsanız, “bunda korkulacak bir şey yok, geçti, gitti” gibi olayı ve çocuğun duygusunu hafife alıcı tepkiler yerine “çok korktun, seni bu kadar korkutan ve rahatsız eden şey hakkında konuşmak, resim çizmek, yazı yazmak, oyun oynamak ister misin?” gibi dışavurumcu tekniklerden faydalanabilirsiniz.
Çocuklar depremin üzerinden zaman geçmiş olsa dahi tekrar tekrar konu hakkında konuşmak ve soru sormak isteyebilirler. Bu durum son derece sağlıklıdır ve çocuğun zihninin bu travmatik olayı anlamlandırmaya çalıştığının göstergesidir. Böyle zamanlarda büyük bir sabırla konu hakkında konuşma devam ettirilmelidir.
Gündelik rutinlerin (beraber yemek yeme, uyku, banyo saatleri vb.) deprem sonrasında devam ettirilmesi çocukların tekrar kendilerinin güven olduğunu ve her şeyin normale döndüğünü hissettirecektir.
Oyun çocukların ifade dilidir. Bol bol oyun oynamaları, kendileri izin verdiği sürece ebeveynler olarak oyunlara eşlik edilmesi çocukları rahatlatır. Oyun sırasında depremi canlandırarak duygularını düzenlemeye çalışabilirler.
Eğer çocuğunuzun endişesinin devam ettiğini ve kendini sakinleştirmekte zorlandığını görüyorsanız, alt ıslatma, tırnak yeme, parmak emme, yoğun öfkeli ya da mutsuzluk hali varsa mutlaka bir uzmana danışmakta fayda vardır.